“Batman: Arkham Shadow” ile ilgili ilk izlenimleriniz, oyunun tıpkı Half-Life: Alyx gibi yeni bir deneyim sunmak için serinin mekaniklerini yeniden tasarlamaya cesurca yaklaştığını gösteriyor. Arkham Shadow‘un büyük bir açık dünya yerine, Arkham Asylum gibi daha dar ve bağlantılı alanlara sahip olmasına rağmen, oyunculara geniş bir keşif alanı sunma yeteneği dikkat çekiyor. Bu daha kısıtlı alan tasarımı, oyuna odaklanmış bir atmosfer ve hikaye derinliği katarken, oyuncuların Batman’in dünyasında sıkışıp kalmış gibi hissetmelerini sağlıyor.
Oyunun Arkham serisinde tipik olarak gördüğümüz keşif, bulmaca çözme ve dövüş mekanikleri üzerine kurulu olması, Arkham Shadow‘un köklerine bağlı kalmasını sağlıyor. Grapnel silahını kullanarak yüksek yerlere tırmanabilmek ve hızla bir noktadan diğerine hareket edebilmek, Batman’in çevikliğini hissettirirken oynanışa da çeşitlilik katıyor. Ancak, daha sürükleyici bir grapnel mekaniği beklentisi de oldukça anlaşılır; çünkü VR’ın sağladığı olanaklarla birlikte daha “içinde hissetme” duygusu yaratılabilir.
Oyunun genel havası ve tasarımı, Batman’in dünyasında olma hissini yeniden yaratma konusunda oldukça başarılı görünüyor. Arkham serisini sevenler için Arkham Shadow, tanıdık mekanikleri yepyeni bir şekilde deneyimleyebilme fırsatı sunuyor. Batman’in ikonik hareketlerini VR’da deneyimleme fikri bile oldukça heyecan verici!
Oyunda kullanabileceğiniz bir diğer önemli hareket aracı da pelerininizle süzülmek. Bu özellik, hem eğlenceli hem de beklenmedik derecede rahat hissettiriyor. Sürükleyici bir hareketle, yani pelerininizi kavrayıp kollarınızı yukarı çekerek süzülmeye başlıyorsunuz ve her yaptığınızda bu harika bir his veriyor. Ayrıca, süzülürken altınıza düşen pelerinin gölgesi gibi ince detaylar da bu deneyimi güçlendiriyor.
Batman: Arkham Shadow Detayları
Oyun dünyasında ilerlerken, belirli bilgilerin kilidini açan farklı türde koleksiyon parçaları bulmanız gerekiyor. Normalde ‘koleksiyon öğeleri’ (veya ekrandaki bilgilendirmeler) ilgimi çekmez, fakat burada bu öğeleri avlamaktan keyif aldım. Çünkü her biri ya zekice saklanmış yerlerde bulunuyor ya da küçük bir bulmacanın arkasına gizlenmiş durumda. Bulmacalar çok zor olmasa da, ana hedeflerinize giderken sizi eğlendirecek kadar kısa ve keyifli etkileşimler sunuyorlar. Koleksiyonları %100 tamamlamayı sevenler için bu süreç oldukça eğlenceli olacak.
Oyundaki kafa karıştırıcı noktalardan biri, A noktasından B noktasına nasıl geçileceğini bulmak. Kilitli kapılar ya da elektrikle kaplanmış zeminler gibi engelleri aşmak için yollar aramanız gerekiyor. Bazen çözüm basit bir alternatif yol bulmak olurken, bazen de önünüzdeki kapıyı açmanın bir yolunu bulmanız gerekiyor.
Oyunda sizi zorlayacak devasa bulmacalar veya akılda kalıcı bilmeceler yok; ancak her bir bulmaca, çözmek için fazla vakit harcamanıza gerek kalmadan, kısa sürede mantığını kavrayabileceğiniz şekilde tasarlanmış. Bulmacayı çözmek de oldukça eğlenceli; bu süreçte batarang fırlatmak, doğru zamanda kolları çekmek veya diğer cihazlarınızdan birini kullanmak gibi aksiyonlar devreye giriyor. Tüm bunlar mükemmel bir zorluk seviyesi sunuyor.
Ve tabii ki dövüş… Dövüş sistemi, yalnızca VR’da deneyimlenebilecek türde bir oynanış sunuyor. Oyunda dövüş sırasında yumruklarınız ana hareket aracınız haline geliyor ve bu sayede düşmanlarınıza doğru güçlü hamleler yaparak ilerleyebiliyorsunuz.
Arkham Shadow, fizik odaklı bir VR yakın dövüş simülasyonundan oldukça farklı bir yaklaşıma sahip. Oyunda, oyuncuların belirli yönlere belirli saldırılar yapmasını isteyen talimatlı hareket mekanikleri ön planda. Bu sistem, oyuncuya tam bir özgürlük sunmasa da, kendinizi Batman gibi dövüşüyormuş gibi hissetmenizi sağlıyor ve oyunun fantezi atmosferine büyük bir katkı sağlıyor.
Bu yaklaşım aynı zamanda akıcı ve tatmin edici bir dövüş deneyimi sunarken, meta oyun öğelerinin başarılı bir şekilde bir araya gelmesine de olanak tanıyor. Tıpkı önceki Arkham oyunlarında olduğu gibi, bu oyunda da farklı şekillerde ele alınması gereken farklı düşman türleri bulunuyor.
Karşınıza çıkan sıradan düşmanlar sadece dayak yemeyi beklerken, zırhlı düşmanları etkisiz hale getirmek için önce pelerininizle sersemletmeniz gerekiyor. Sersemletici cop kullanan düşmanları yere çarpmadan önce üzerlerinden atlayarak etkisiz hale getirirken, darbe kalkanına sahip düşmanlar ise bu iki taktiğin bir kombinasyonunu gerektiriyor.
Oyun, oyuncuların bu farklı tehditlerle akıcı bir şekilde mücadele etmesini sağlıyor ve Batman’in dövüş tarzını birebir hissettiriyor. Düşmanları etkisiz hale getirirken çeşitli araçlar ve yetenekler kullanarak onlara acı çektirme deneyimi, Arkham savaşının ruhunu başarılı bir şekilde yansıtıyor.
Dövüşe alışmak biraz zaman alıyor, ancak oyun, oyuncunun yeteneklerini geliştirmesi için gereken süreyi tanıyarak, doğru hızda yeni mekanikler ve düşman türleri ekliyor. Böylece, dövüş ustalığı konusunda tatmin edici bir gelişim eğrisi sunuyor; oyunun başında acemi gibi hissetmenize rağmen, sonunda tam bir dövüş ustası haline geliyorsunuz.
Oynadıkça, çeşitli beceri ve yükseltmeleri açmak için kullanabileceğiniz beceri puanları kazanıyorsunuz. Savaş beceri ağacında, düşmanları size doğru çekmek için grapnel kancasını kullanma gibi oldukça eğlenceli ve yeni hareketlerin kilidini açabiliyorsunuz. Bu hareketler eğlenceli olsa da, çoğu yalnızca belirli bir kombo sayısına ulaşmanızın ardından bir düğmeye basarak ve ek bir özel hareket yaparak etkinleştirilebiliyor.
Savaşın heyecanı içinde, batarang ve patlayıcı jel gibi diğer araçları kullanırken bu yetenekleri de zihinsel olarak takip etmek oldukça zorlayıcı olabiliyor. Bazen hangi yeteneklere sahip olduğumu ve bunları nasıl kullanacağımı hatırlamak için oyun menüsüne dönmek zorunda kaldım.
Oyun, bu ekstra yetenekleri kullanmanız için sizi zorlamıyor; ancak dövüşte başarılı olmanız ve farklı hareketlerle çeşitlilik sağlamanız için bu yetenekler önemli. Eminim bazı oyuncular bu yetenekleri unutup sadece temel yumruklarla dövüşmeye devam edecektir; bu durumda dövüşler biraz monoton hale gelebilir.
Bolca geniş çaplı kavga sahnesi var, ancak aynı zamanda sizi gördüklerinde anında yere sermekten çekinmeyen silahlı düşmanlar da mevcut. Böyle anlarda, oyunun “avcı” oyun tarzı olarak adlandırdığı gölgelerde saklanma stratejisine başvurmanız gerekecek.
Diğer Arkham oyunlarını oynamış herkes bu oyun döngüsünü tanıyacaktır ve bu kesinlikle olumlu bir durum. Dedektif moduyla duvarların ardındaki düşmanları görüp çevresel nesneleri vurgularken, yüksek noktalardan manzarayı gözetleyip gölgelerde kalıyorsunuz.
Bu oyun döngüsü Arkham Shadow’da da aynı şekilde çalışıyor. Plan yapmadan harekete geçerseniz hasar almanız veya hemen ölmeniz neredeyse kaçınılmaz. Ancak durumu değerlendirip en iyi hamleleri yapacak zamanı ayırırsanız, düşman grubunu yavaş yavaş zayıflatacak ve sonunda ayakta kalan tek kişi olacaksınız.
Bu tür durumlarda gizlilik çok önemli. Oyunun ilerleyen bölümlerinde, pelerinimle süzülüp fark edilmeden bir düşmanın arkasına inebileceğimi fark ettim. Bu, gölgelere geri dönmeden önce sessizce birini etkisiz hale getirmemi sağlıyor. Yaptığım çoğu hareketin odadaki tüm güvenlik görevlilerini uyaracağını ve birkaç saniye içinde üzerime mermi yağdırmalarına neden olacağını hissediyordum.
Genel olarak, Arkham Shadow’daki dövüşler oldukça tutarlı hissettiriyor ve “tam kavga” ve “avcı” oyun tarzının farklı şekilleri hem çeşitlilik katıyor hem de birbirleriyle uyumlu bir bütün oluşturuyor.
Tüm bunlar, Arkham Shadow geliştiricilerinin bir Arkham oyununun ne olduğunu ve nasıl hissettirmesi gerektiğini gerçekten iyi kavradığını gösteriyor. VR’da genellikle gözden kaçan nokta burası oluyor. Ancak, Arkham serisinin özünü başarıyla alıp dikkatle tasarlanmış VR mekaniğiyle yeniden hayata geçirmişler.
Batman: Arkham Shadow, sağlam ve doyurucu bir kampanyaya sahip nadir VR oyunlarından biri. Orta zorlukta oyunu bitirmem yaklaşık 10,5 saat sürdü. Daha hızlı bitirmeniz de mümkün. Oyunda birçok koleksiyon öğesini bulmak için ekstra zaman harcadım (ve bundan oldukça keyif aldım). Yine de, oyunun bana söylediğine göre, tüm öğelerin yalnızca %84’ünü bulabilmişim, yani istersem geri dönüp daha fazlasını keşfetme şansım var. Ayrıca, ana kampanyanın dışında dövüş becerilerini sınamak isteyenler için ekstra eğlence sunan bir dizi “meydan okuma” da bulunuyor.
Dalış Hissi
Batman: Arkham Shadows’un oynanışı gerçekten sağlam, ancak oyun aynı zamanda önemli bir anlatı yönüne de sahip. Ne yazık ki, bu anlatı kısmı oyunun en güçlü alanı değil ve benim için oyuna olan bağlılığımı biraz azalttı.
Bu durum üzücü, çünkü anlatı kısmına çok fazla emek harcandığı açık. Hareket yakalama tekniği oldukça başarılı, seslendirmeler ortalamanın üzerinde, dünya tasarımı etkileyici ve önceden işlenmiş video oynatımı gibi sürükleyici sahnelerle desteklenmiş. Ancak tüm bu çabalara rağmen, hikaye anlatımı beklentileri karşılayamıyor.
Benim için anlatının en büyük sorunları tempo ve yönlendirmede ortaya çıkıyor. Hikaye, genellikle karakterlerin birinci şahıs perspektifinden uzun uzun konuşmalar yaptığı anlarla ilerliyor.
Karakterlerin yazılış biçimi, onları biraz karikatürize hissettiriyor, sahnelerin yönetimi ise sanki önünüzde bir konuşmayı dinliyormuşsunuz gibi değil de bir tiyatro oyunu izliyormuşsunuz gibi hissettiriyor. Anlatım hızı ise genel olarak o kadar yavaş ki, karakterler repliklerini söylerken çoğu zaman kendimi başparmaklarımı çevirirken buldum – belki de dikkatim etkileyici parmak animasyonlarına kaydığı için.
Hikayenin oldukça tanıdık bir zeminde ilerlemesi de oyuna katkı sağlamıyor. Özellikle büyük bir Batman hayranı olmasam da, “Bruce Wayne’in anne ve babasının sinema çıkışında bir soygun sırasında öldürülmesi” sahnesini en az beş farklı yorumla gördüm. Altıncı bir versiyon bu hikayeye pek bir şey katmıyor.
Öte yandan, B tuşuna basılı tutarak anlatı anlarının çoğunu geçebiliyorsunuz. Ancak burada mesele hikayeyi geçmek istememem. Olan biteni merak ediyorum, bir bağlam arıyorum — sadece daha ilgi çekici olmasını diliyorum. Karikatür havası olmayan, gerçekten önemseyebileceğim karakterlere ihtiyacım var.
Anlatı anlarının çoğu sanki iki kat hızla oynatılabilirmiş gibi hissettiriyor (ve belki yine de yavaş olabilirdi), fakat başarılı olan birkaç sahne de vardı. Bu sahneler neredeyse her zaman bir miktar etkileşim içeriyordu — örneğin bir düşmanı sorgularken onu bir duvara yumrukladıktan sonra yakasından tutup korkutmak gibi.
Oyunun, oyuncudan karakterlere yönelik bazı tepkiler göstermesini istemesini takdir ediyorum; bu gerçek bir etkileşim hissi yaratmaya çalışıyor. Ancak, bu çaba hem bu sahnelerin yavaş temposu hem de oyuncu ile karakterler arasındaki diğer etkileşimlerin olmaması nedeniyle baltalanıyor.
Oyundaki karakterler, oyuncunun eylemlerinin %100 farkında değiller. Size konuşurken yüzlerine elinizi koyabilir ya da kafalarına bir şişe fırlatabilirsiniz, ancak buna hiçbir tepki vermezler.
Sezgiye aykırı gibi görünebilir, ancak karakterler tepki vermediğinde, bu durum karakteri sadece daha az inandırıcı kılmakla kalmıyor, aynı zamanda oyuncunun bu dünyada gerçekten var olduklarına dair ikna ediciliğini de zayıflatıyor. Bu, her zaman göze çarpan bir detay olmasa da özellikle hikâye anlarında oyunun karakterleriyle bu kadar sık etkileşim hâlinde olduğunuzu düşündüğünüzde dikkat çekici bir hâl alıyor.
Jest tabanlı dövüş mekanikleri ile Arkham Shadow, en çok “bedenselleştirme” hissi veren oyun olmayabilir [bu konudan Inside XR Design’ın bir bölümünde de bahsetmiştim], ama kesinlikle çok sürükleyici bir deneyim sunuyor. Çeşitli düşmanlardan oluşan bir grupla savaşırken zihinsel olarak birden çok durumu aynı anda yönetmeniz gerekiyor, bu yüzden dış dünyayı kolayca unutabiliyorsunuz. Bunun sonucunda moraran eklemler ve kırık televizyonlar ile ilgili pek çok gerçek yaşam raporu duyacağımızdan eminim. Bu yüzden bilek kayışlarınızı taktığınızdan emin olun, arkadaşlar!
Oyunun görsel sunumu ise baştan sona etkileyici. Elbette bu grafikler modern AAA oyun standartlarına sahip değil, ancak Arkham’ın sanat stilini oldukça başarılı bir şekilde yansıtıyor ve dünya yeterince detaylı bir his veriyor. Oynarken bunun yalnızca bir VR başlığında çalıştığını hatırlatan pek bir şey yoktu (belki seviye yükleme sürecini maskelemeye çalışan yavaş açılan kapılar hariç). Bu, Quest 3 ve Quest 3S cihazlarının, yeterli yetenek ve fon desteğiyle neler yapabileceğinin güçlü bir örneği.
Dünya oldukça ayrıntılı; oynarken etkileşime geçebileceğiniz bazı nesneler de var. Fakat oyunda tamamen statik kalan birçok şey de mevcut. Doğru, oyun tamamen ayrıntılı nesne etkileşimlerine dayanmıyor, ancak etkileşimli kitaplarla dolu bir kitaplığın hemen yanında tamamen sabit ve birbirine yapışmış bir kitap sırası görmek her zaman biraz sarsıcı bir his yaratıyor.
Oyun, bazı eylemler için (örneğin bir duvara tutunma veya bir ızgaradan tırmanma gibi) başparmak çubuklarının kullanılmasını öneriyor. Ancak, bu eylemler için daha sürükleyici bir alternatif sunulmasını da beğendim. Örneğin, sadece çubuğu öne iterek otomatik tırmanmak yerine bir çıkıntıya uzanıp kendimi yukarı çekmek çok daha doğal hissettirdi.
Konfor
Tüm hareketlerine rağmen, Batman: Arkham Shadow‘u bir saatten uzun süren seanslarda oynarken kendimi ne kadar rahat hissettiğime şaşırdım. Iron Man VR’ın sağladığı rahat oyun deneyimini düşününce stüdyonun başarısına zaten aşinaydım, ama yine de etkilenmeden edemedim.
Oyun boyunca konforu artırmak için düşünülmüş birçok ince detay bulunuyor. Örneğin, oyun sizi ekrandaki düşmana otomatik olarak yönlendirerek klasik Arkham “karşı saldırısını” başarılı bir şekilde canlandırıyor. Ayrıca, A düğmesini basılı tutarak bakış noktanıza kadar süzülebiliyor ve otomatik olarak öne dönebiliyorsunuz.
Oyuncuyu hareket ettirme tarzında ise dikkat çekici bir akıcılık mevcut. Grapnel silahının sizi yukarı çekiş şekli, düşmanlara hamle yapma biçiminiz veya pelerinle süzülüşünüz beklediğimden çok daha rahat ve doğal hissettirdi.
Bu, herkesin oyunu rahatça oynayabileceği anlamına gelmiyor. Oyunda oldukça fazla yapay hareket var ve maalesef ışınlanma (teleport) seçeneği bulunmuyor. Yani, yapay hareketlerden rahatsız olan biriyseniz bu oyunu es geçmek isteyebilirsiniz.
Ancak, Meta’nın her zamanki gibi adil bir iade politikası sunduğunu hatırlatmakta fayda var: Oyunu satın aldıktan sonra 14 güne kadar sahip olabilir ve iade etmeden önce iki saate kadar deneyebilirsiniz. Bu yüzden konfor seviyesini görmek için denemekten çekinmeyin; eğer size uygun değilse paranızı geri alabilirsiniz. Ayrıca, Nisan 2025’e kadar tüm yeni Quest 3 ve Quest 3S alımlarında bu oyun ücretsiz olarak sunuluyor.
Arkham Shadow, ortalamanın üzerinde konfor ve erişilebilirlik seçenekleri sunuyor. Koşarken beliren “hız çizgilerini” kapatma, oyundaki önemli savaş simgelerinin rengini ayarlama ve nesne kapma niyetinizi nasıl algıladığını değiştirme gibi düşünceli eklemelerle deneyiminizi kişiselleştirmeniz mümkün
Batman: Arkham Shadow Konfor Detayları
Dönüş Kabiliyeti | |
Yapay tornalama | |
Ani dönüş | ✔ |
Hızlı dönüş | ✔ |
Pürüzsüz dönüş | ✔ |
Hareket Kabiliyeti | |
Yapay hareket | |
Işınlanma-hareket | ✖ |
Çizgi hareketi | ✖ |
Pürüzsüz hareket | ✔ |
At gözlüğü | ✔ |
Baş tabanlı | ✔ |
Denetleyici tabanlı | ✖ |
Değiştirilebilir hareket kolu | ✔ |
Konum | |
Ayakta durma modu | ✔ |
Oturma modu | (açık değil) |
Yapay çömelme | ✔ |
Gerçek çömelme | ✔ |
Diğer Detaylar | |
Altyazılar | |
Diller | İngilizce, Fransızca, İspanyolca (Latin Amerika), İspanyolca (Avrupa), İtalyanca, Almanca, Japonca, Korece |
Diyalog sesi | |
Diller | İngilizce |
Ayarlanabilir zorluk | ✔ |
İki el gerekli | ✔ |
Gerçek çömelme gerekli | ✖ |
İşitme gerekli | ✖ |
Ayarlanabilir oyuncu yüksekliği | ✔ |
Oyun Şuanda Quest 3 ve Quest 3s’e özel Mevcut: Meta Horizon